[1b]
[1] Bismillâhi'r-rahmâni'r-rahîm
[2] Hâzâ kitâbu Envâru'l-'Âşıkîn
[3] te'lîfü Ahmed ibnu Bîcân
[4] rahimehu'llâhu'l-müste'ânü ve bihî neste'în.
[5] Fasıl: Fî Esrâri'l-Vahy. 'Alî kerremallâhu vecheh peygâmberden nakl ider:
[6] Peygamber 'aleyhi's-selâm, mi'râc gicesinde Hak te'âlâ Hazreti'ne ayıtdı: "Yâ Rabi,
[7] kankı 'amel sana sevgülüdür?" Hak te'âlâ ayıtdı: "Yâ Ahmed, benim katımda tevekkülden
[8] efdal yokdur, ve ben kısmet itdügime râzî olmakdan yeg 'amel yokdur.
[9] Yâ Ahmed, benim muhabbetim vâcibdür şuna kim benüm içün sevişeler ve halkı bana u-
[10] laşduralar. ve benüm gerçek tâliblerüm anlardur ki mahlûka nazar eyleyeler ve
[11] karınları boş ola dünyâ ta'âmlarından. Zîrâ ki anlarun ta'âmları benüm
[12] zikrümdür ve muhabbetim ve rızâmdur. Yâ Ahmed, eger dilersen ki cemî'-i halkdan
[13] zâhid olasın, dünyâda zâhid ol ve âhirete rağbet eyle." Peygâmber 'A.S.
[14] ayıtdı: "Yâ Rabbi, dünyâda zâhid olmak nedür, ve âhirete râgıb olmak,
[15] nicedür?" Hak te'âlâ ayıtdı: "Dünyâ ta'âmlarından az al, zahîre cem' eyleme [2a]
[1] ve benüm zikrüme dâyim ol." Hazret-i Resûl ayıtdı: "Yâ Rab, zikrüne dâyim olmak
[2] nicedür?" Hak te'âlâ ayıtdı: "Halkdan kesil, halvet yirlerde bana 'ibâdet
[3] eyle." Hazret-i Resûl ayıtdı: "Yâ Rabbi, beni bir 'amele kılaguzla ki anun sebebi
[4] ile yakîn olam." Hak te'âlâ ayıtdı: "Giceni 'ibâdetle geçür ve ta'âmunı
[5] açlıgıla." Hak te'âlâ ayıtdı: "Yâ Ahmed, her kişide ki dört haslet ola
[6] ben anı uçmağa koyam." Hazret-i Resûl ayıtdı: "Yâ Rabbi, ol dört haslet
[7] nedür?" Hak te'âlâ ayıtdı: "Dilini benüm zikrümden artuk nesneye açmaya
[8] ve gönlini şeytân vesvesesinden saklaya ve ana nazar itdügümi saklaya
[9] ve açlığı gözinün nûrı bile." Hak te'âlâ ayıtdı: "Yâ Ahmed, eger açlık ve
[10] halvet ve epsem olmak halâvetini tadaydun bunlardan mîrâs olanları
[11] bileydün cemî'-i kemâlâtı bulaydun." Hazret-i Resûl ayıtdı: "Dilünde
[12] rahmet sözleri olaydı ve gönlünde benüm muhabbetüm olaydı." "Yâ Ahmed,
[13] Allâh'ı sevmek dervîleri sevmekdür ve anlara yakîn olmakdur." Hazret-i
[14] Resûl ayıtdı: "Dervîşler kimlerdür?" Hak te'âlâ ayıtdı: "Dervîşler
[15] anlardur ki az nesneye râzî olalar ve açlığıla sabr eyleyeler ve ni'metlere
Kad veka'a'l-ferâğu 'an hâzihi'n-nüshati'ş-şerîfe
el-mübâreketi fî-şehri recebü'l-mürecceb
fî 25 fî yevmin çehârşenbe
elfi ve sitte
[Mübarek ve şerefli nüshadan kutlu Receb ayının 25'inde [3 Mart 1598] Çarşamba günü 1006 senesinde tamam olmuştur.]
Yorumlar
Yorum Gönder